Skip to content Skip to left sidebar Skip to right sidebar Skip to footer

T.M.K 15. İSTİŞARE TOPLANTISI YAPILDI.”BARIŞA EVET, UYUŞTURUCUYA HAYIR”

Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu 15. istişare ve yönetim kurulu toplantısı ‘uyuşturucu bağımlılığı’ başlığında gerçekleşti.Adıyaman Köy ve Mahalle Muhtarları Mesleki Dayanışma Derneği ve Adıyaman Belediyesi’nin ev sahipliğinde Adıyaman’da gerçekleştirilen istişare toplantısına Türkiye’nin 72 ilinden 100’ün üzerinde muhtar katıldı.

Adıyaman Belediyesi konferans salonunda gerçekleştirilen 15. istişare ve yönetim kurulu toplantısına Vali Mahmut Demirtaş, Ak PartiMilletvekili Salih Fırat, Belediye Başkanı Hüsrev Kutlu, Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Talha Gönüllü, Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu Başkanı Hüseyin Akdeniz, Emniyet Müdürü Fikret Salmaner, AK Parti İl Başkanı İbrahim Halil Fırat, Baro Başkanı Hasan Demir, İl Genel Meclis Başkanı Salih Şahan, muhtar dernekleri başkanları ve muhtarlar katıldı.


Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından açış konuşmasını yapan Adıyaman Köy ve Mahalle Muhtarları Mesleki Dayanışma Derneği Başkanı Abdulkadir Geylani Taş, muhtarları Adıyaman’da ağırlamaktan büyük bir onur duyduğunu ifade ederek, 2012 yılından beri Konfederasyon içerisinde Adıyaman’ı temsil etmenin gayreti içerisinde olduğunu söyledi. Taş konuşmasına söyle devam etti. Türkiye’nin muhtarlarını Adıyaman ilimizde görmekten kıvanç duyuyoruz. Ülkemizin önemli bir sorunu olan uyuşturucu ile mücadelede muhtarlarımızın üzerine düşen her türlü sorumluluğu yerine getireceğinden eminim. Bu toplantını ilimizde gerçekleşmesinden son derece mutluyuz. Toplantımıza katılan tüm muhtarlarımıza teşekkür ediyorum”ettiğini sözlerine ekledi.


Güneydoğu Muhtarlar Federasyonu Başkanı Hatip Şeran ise, ‘Çözüm Süreci’ ve ‘Uyuşturucu’ konularına değinerek, “Ülkenin gündemini işgal eden uyuşturucuyla mücadelede bizimde gayret gösterecek olmamızdan dolayı çok mutluyuz. Muhtarlar her zaman ülke gündemini takip ederek katkı sağlamaya çalışıyor. Ülkemizin en önemli gündemlerinden birisi de ‘Çözüm Süreci’dir. Türkiye’de iç barışı sağlamalıyız. Bir birimize sahiplenmeliyiz” dedi. Şeran Konuşmasına söyle devam etti:” Değerli arkadaşlar, malumunuz son 3 – 5 yıldır adına “Büyük Ortadoğu Projesi “  veya “Arap Baharı” diyelim.  Adı ne olursa olsun bir gerçek vardır ki bugün dünyanın gözü Ortadoğu’dadır. Belki demokrasisi ile bugüne kadar konumunu koruyan ve henüz ciddi bir zarar görmemiş tek ülke Türkiye’dir. Türkiye, her şeye rağmen kendi iç barışını acilen sağlamalıdır. Bu yolda atılan her adımda daha güçlü bir ülke haline geçmeye çalışırken, maalesef gerek içeride, gerekse dışarıda birileri iç barışımızı sabote etmek adına provokasyon yapmaya çalışıyorlar ve işin içine çomağı sokuyorlar. Son günlerde Bingöl’de, Kağızman’da, Hakkâri’de ve en son Diyarbakır’da olduğu gibi.Türkiye’de iç barışı yürüten heyetler bu provokasyonların farkına varır ve barışa doğru emin adımlarla çözüme giden yolda acilen müzakerelere devam edeceklerini umuyoruz. Türkiye’nin  en büyük Sivil Toplum Örgütü olan biz muhtarlar gerek siyasi partilerin oy uğruna yaptıkları talihsiz ve olumsuz açıklamalarına, gerekse yandaş medyanın kendi rantları için yapmış oldukları yayınları dikkate almayarak demokrasinin temel taşları ve halkın hür iradesi olan biz Muhtarlar, Doğusuyla Batısıyla dilimizden, kalemimizden ve klavyelerimizden barış dilinin dışına çıkmayarak, tabanımız olan halkımız ile mahallemizde ve köyümüzde birbirimize sahip çıkarak barışı haykırmalı ve sahiplenmeliyiz. Anadolu’ya açılan kapıyı 1071 Malazgirt Zaferi ile hep birlikte başardık, Çaldıran Muharebesi ile devam ettik, Çanakkale’de tek vücut olup vatanımıza siper olduk, Yavru Vatan Kıbrıs’ı hepimiz birlikte sahiplendik, kısacası bizlere bırakılan bu mirasa yine hep birlikte sahip çıkmalıyız ve çıkacağız da.Aksi takdirde şiddetten rant elde eden, kanla beslenen iç güçler ve ülkemizi hazmetmeyen dış güçlerin oyununa geliriz ki Allah korusun Bu da ülkemiz için bir felaket olur. Şunu unutmayalım Ortadoğu’da Libya, Tunus, Mısır, Irak, Suriye gibi ülkelerde, Genelde Şii’ler ve Suni’ler savaşıyorlar. Ülkemizde Türk, Kürt, Alevi, Laz, Çerkes, Zaza, Arap ve Süryani gibi etnik kökene dayalı halkların daha fazla olduğunu hesaba katarak, bu güzel mozaiği korumak adına, inadına birbirimize kenetlenerek barışı haykır. Kısacası Türkiye’nin Arap Baharı’ndan etkilenmemesi için, iç barışın sağlanması olmazsa olmazıdır ve yüz yıllardır yan yana yaşadığı komşularını da koruması lazım, aksi takdirde yarın kimlere komşu olacağımızı kestiremeyiz. Dolayısıyla biz, Türkiye’nin Muhtarlarına çok büyük görevler düşüyor. Türkiye’de Barışın yolu hakların ve halkların kardeşliği ve güçlü bir demokrasiden geçer. 


Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu Başkanı Hüseyin Akdeniz ise, muhtarların önemine ve içinde bulundukları sıkıntılardan bahsederek, “Yurt demokrasisinin iki ana unsuru olan merkezi ve yerel yönetimin en küçük unsuru olan muhtarlık, kamu kurum ve kuruluşlar ile halk arasındaki köprüdür. Geleceğin Türkiye’si içinde muhtarlık Türk toplumunun vazgeçilmez unsuru olarak her zaman tarihteki yerini alacaktır. Bugün içinde olduğumuz en önemli sorunun kanunlarımızın günümüzün koşullarına getirilememiş olmasıdır. Gerek köy, gerekse mahalle kanunlarında yapılamayan değişiklikler ve yine mevcut kanunlarımızın birçok maddesinin teknolojik gelişmeler karşısında yetersiz kaldığını görmekteyiz. Bu noktada muhtarlarımızın özlük haklarına ilişkin yapılan yasal düzenleme son yılların en önemli gelişmesi olarak görülmesi gerektiğinin altını çizmemiz gerekmektedir. 2108 sayılı kanunda muhtar ödenekleriyle ilgili yapılan yasal düzenlemede emeği geçen başta hükümetimize ve tüm milletvekillerimize teşekkür ediyoruz.Türkiye Cumhuriyetinin daha üretken bir yapıya kavuşturulması yerel yönetimlerin ölçütlü, paylaşımcı ve çoğulculuk anlayışıyla mümkündür. Muhtarların kılcal damarlar olduğu unutulmamalıdır. Adıyaman’da ki istişare toplantımızda toplumumuzun kanayan yarası olan uyuşturucu ile mücadelede muhtarlarımız ve emniyetimiz ile burada bulunan muhtarlarımıza yapmamız gereken konuları istişare edeceğiz” dedi.

Akdeniz:”Türk demokrasinin iki ana unsuru olan merkezi yönetim ve yerinden yönetim birimlerinin en küçüğü olan muhtarlık kurumunun daha çağdaş, halkın sorunlarına daha duyarlı ve kamu kurum ve kuruluşlarıyla daha istişare halinde gelmesine olan katkımız hızla devam etmektedir. Muhtarlarımızın gelecekteki görev alanlarını daha da çoğaltılmasının demokrasimizin gelişmesi, Kültürel ve Sosyo-gelişmişlik düzeyimizin ülkemiz adına da artırılmasının önemli bir unsur olarak değerlendirmekteyim.

Geleceğin Türkiye’si içinde muhtarlık Türk toplumunun vazgeçilmez unsuru olarak her zaman tarihindeki yerini alacağından hiç kuşkum yoktur. 21. Yüzyıl muhtarlarına yakışır, belirlenen hedefler çerçevesinde azimle yolumuza devam edeceğiz. Tabi ki bugün içinde bulunmuş oluğumuz zorlukları ve bunların çıkış noktalarını doğru yöntemlerle üst makamlara iletmemizin daha doğru olacağını düşünüyorum. Bireysel istekler yerine genele hitap edecek isteklerin söylemlere dökülmesinin doğru yöntem olacağını belirtmek istiyorum.

Bugün içinde bulunmuş olduğumuz en önemli sorunun kanunlarımızın günümüz koşullarına getirilememiş olmasıdır. Gerek köy gerekse mahalle kanununda yapılamayan değişiklikler ve yine mevcut kanunlarımızın birçok maddesinin teknolojik gelişmeler karşısında  yetersiz kaldığı görülmektedir.       Bu noktada muhtarlarımızın özlük haklarına ilişkin yapılan yasal düzenleme son yılların en önemli gelişmesi olarak görülmesi gerektiğinin altını da çizmemiz gerekmektedir. 2108 sayılı kanunda muhtar ödenekleriyle ilgili yapılan yasal düzenlemede emeği geçen başta hükümetimize ve tüm milletvekillerimize teşekkür ediyoruz. Yine Büyükşehir yasası görüşmelerinde Muhtar oy pusulalarımızın düzenlenmesi her ne kadar eksiklikleri olsa da önemli bir düzenleme olarak görülmesi gereken bir başka husustur.

Buna bağlı muhtarlık kurumunun Büyükşehir belediyesi ve ilçe belediyesiyle olan karşılıklı çalışma yapısı daha da güçlendirilmelidir. Muhtarlarımız o seçim çevresinde kendi aralarında seçtikleri bir muhtarı oy hakkı ile belediye meclisinde temsil edecek yasanın çıkarılması için gayret göstermelidir. Kent konseylerinin kararları tavsiye niteliğinden çıkarılmalı, yaptırım gücüne dayandırılmalıdır. Kent konseylerinin  belediyeye bağlı olan sekretaryaları bağımsız oluşturulmalıdır.

Yukarıda belirtilen yetki devirlerinden kaynaklanan sorunların çözümü demokrasimizin güçlenmesi ve halkın katılımının daha şeffaf, katılımcı ve hesapverebilir yasaların çıkarılması ile mümkündür. Türkiye cumhuriyetinin daha üretken bir yapıya kavuşturulması yerel yönetimlerin ölçütlü, paylaşımcı ve çoğulculuk anlayışıyla mümkündür. Muhtarın kılcal damar olduğu unutulmamalıdır. Kaç belediye başkanımız sabah kapısında yüz vatandaşın sorununu dinlemek ister? Böyle bir durumda şehrinin sorunları ile ilgilenebilir mi?

Gelişen ve güçlü bir Türkiye’nin üretmeye ihtiyacı vardır. Bizler üretimin ayağı olan köylerimizi mutlaka yaşatmalıyız. Temeli üretime dayalı toplumları yok etmek hiç mümkün değildir. Ülkemizin temel çimentosu da köylerimizdir. Köylerimiz yaşamalı ki ülkemiz güçlü olsun. Muhtarlarımız yaşamalı ki demokrasimiz daha da gelişsin.

Bir toplumda İlerleme, toplumsal huzur ve barışın tesis edilmesi ile mümkün olur. Farklılıklarımız düşünsel kumaşlarımızın zenginlikleridir. Bu renkler ve desenler bir toplum oluşumuzun göstergesidir. Karşı fikirlere saygılı olduğumuzu becerebildiğimiz sürece her türlü barış sağlanabilir. Diyalog ve uzlaşı çağımız diplomasisinin geliştirdiği en önemli olgudur. Muhtarlarımız barışa ve kardeşliğe her zaman desteğini sürdüreceği gibi toplumumuzun içinde bulunduğu tüm sorunların çözümünde devletimiz ile el ele çalışmaya devam edecektir.

Bu doğrultuda Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu olarak illerde yaptığımız istişare toplantılarında muhtarlarımızın vatandaşlarımızın sorunlarına daha duyarlı hale getirilmesi hususunda bilgilendirme toplantıları gerçekleştiriyoruz.Bu bağlamda 15. İştişare toplantımızı gerçekleştirdiğimiz Adıyaman toplantımızda toplumumuzun kanayan yarası olan uyuşturucu ile mücadelede muhtarlarımız ve emniyetimiz ile burada bulunan Türkiye muhtarlarına bu hususta yapmamız gerekenleri istişare ederek soruna nasıl katkı sağlayabilirizi konuşacağız.

Türkiye’de uyuşturucu ve benzeri maddelerin kullanılmasının 10-12 li yaşlara düştüğü belirtilmektedir. Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi hazırladığı araştırmaya göre, ortaya çıkan vahim tablo kadar, tedavi konusundaki olumsuz gelişmeleri de gözler önüne seriyor. Madde bağımlılığı yüzde 2.9’la en yüksek 15-24 yaş arasında görüldüğü ancak, uzmanlar bağımlılığa yakalanma oranlarının istatistiklere yansıyan oranlardan daha yüksek olduğunu belirtiyor.

Çalışmaya göre, 2012 yılında madde bağımlısı poliklinik hasta sayısı toplam 187 bin 329, yine aynı yıl yatarak tedavi gören hasta sayısı 5 bin 845 olduğu, Yatarak tedavi gören hastalar ağırlıklı olarak İstanbul, Adana, Mersin, Antalya, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya’da görülüyor.Tedaviye başvuran hastaların 20-29 yaş grubu arasında yoğunlaştığı görülüyor. Bu yaş grubundaki hastaların toplam hastalara oranı yüzde 53. Ancak, tedavi gören kişilerde yelpaze en küçük 11 en büyük büyük 71 yaş olarak istatistiklerde yer alıyor.

Madde kullanımına ilişkin en küçük deneme yaşının 10, en büyük deneme yaşının 67 olduğu görülüyor. Maddeyi ilk deneme yaşının 15-24 yaşları arasında yoğunlaştığı görülse de ilk deneme yaşının yüzde 10’unun 15 yaşından küçük olması dikkat çekicidir. Tedavi gören hastaların yüzde 70.6’sının ilk ve ortaöğretim mezunu, yüzde 21.9’unun lise mezunu, yüzde 5.2’sinin yüksekokul mezunu, yüzde 2.4’ünün hiç okula gitmemiş olanlar oluşturuyor.

Tedavi gören kişilerin yüzde 59’unun işsiz, yüzde 30.3’ünün düzenli bir işi olduğu, yüzde 2.5’inin öğrenci olduğu, Doğrudan uyuşturucu madde bağlantılı ölüm sayısı 2011’de 105 iken, bu sayı 2012’de yüzde 54.3 artış göstererek 162’ye yükseldiği görülmekte,Mevcut tedavi merkezleri sayı, yatak ve uzman sayısı bakımından yetersiz. 2012 verilerine göre bağımlılık tedavisi yapan 25 tedavi merkezi, toplam 678 hasta yatağı söz konusudur.

Buna bağlı olarak Kolluk kuvvetlerince yapılan operasyonlarda Türkiye’de 2012 yılında 152 ton esrar, 13,3 ton eroin, 476 kilogram kokain, 502 kilogram metafetamin, 4 milyon 389 bin extacy ele geçirildiği görülmektedir Bu operasyonlarda güvenlik güçlerimizin ne kadar başarılı olduğu ortadadır.  Son 5 yılda uyuşturucu kaçakçılarına yönelik operasyonlar yüzde 48, gözaltına alınan şüphelilerin sayısı ise yüzde 55 arttığı görülmekte ve bu da sorunun hangi boyutlara geldiğini bizlere ifade etmektedir.

“Bağlımlılıkla mücadele toplumsal mücadele alınına dönüştürülmedir” Dolayısıyla biz muhtarlarımızın da bu konuda devletimize yardımcı olması gerektiğini düşündüğümüzden bugün gerçekleştireceğimiz uyuşturucuyla mücadelede emniyet ve muhtar işbirliği adı altında gerçekleştireceğimiz ÇOCUKLUĞUM, GENÇLİĞİM, GELECEĞİM ’’ konferansının ülkemizin geleceği adına hayırlı olmasını temeni ediyor, bu toplantının gerçekleşmesinde sayın valimize belediye başkanımıza ve sunularıyla katkı saylayacak emniyet müdürlüğümüze teşekkür ediyor, hepinizi muhabbet ve saygıyla selamlıyorum”dedi


Adıyaman Belediye Başkanı Hüsrev Kutlu ise konuşmasında muhtarların önemine işaret ederek, “Muhtarlar belediyede, mahallesinin halkının temsilcisidir. Mahalleye gittiğinde belediyenin bir yetkilisidir. Bizim Sorumlu muhtarlara ihtiyaçlarımız var. Sorunsuz muhtarlar aslında sorumsuz muhtarlardır. Sorumlu muhtarlar mahallede ne problem olursa, belediyeye ileten ve bizim eksiklerimizi görmemizi sağlarlar. Bizler sorunlu ve sorumlu muhtarları seviyoruz. Muhtarlarımıza dizüstü bilgisayar verildi. Ofisi olmayan muhtarlarımızla ilgili çalışma yapıyoruz” dedi.


Aileden sonra ilk kapısı çalınan kişinin muhtar olduğunu belirten Milletvekili Salih Fırat, “Yolumuz bozulduğunda, sıkıntıda olduğumuzda muhtarlara gideriz. Muhtarlarımız temel taşlarımızdır. Türkiye’nin sorunlarında, mahalli sorunlarda muhtarlarımızın sağlam olması gerekir. Türkiye’de ki temel sorunlar biri ‘çözüm süreci’ diğeri ise ‘uyuşturucu’dur. Her iki konu içinde adımlar atılıyor. Bu sorunların çözülmesi için gayret gösteriliyor” ifadelerini kullandı.


Vali Mahmut Demirtaş ise, Adıyaman’ın Türkiye’ye model olacak huzur şehri olduğunu dile getirerek, “Adıyaman ülkemizde örnek olacak, huzurun başkenti, en güvenli en huzurlu ilidir. Bu toplantının burada yapılması bizleri çok mutlu etmiştir. Ülkemizin ve dünyanın en önemli sorunu gençlerin bağımlılığıdır. Devlet gençleri bu bağımlılıktan kurtarmak için çok ciddi çalışmalar yapmaktadır. Bir ülke soruna ne kadar müdahale eder ise sorunu çözerseniz o kadar güçlü olursunuz. Muhtarlar yerel yönetimlerin en küçük unsurudur ama en önemli unsurudur. Muhtarlarımızın ülkemizin sorunlarına en ince detayına kadar ilgilenmeleri bizleri mutlu ediyor. Muhtarlarımızla birlikte olmaktan çok mutlu oldum. Sizler kendi bölgenizin en akil insanlarınız. Vatandaşın bir sıkıntısı olduğunda önce valiliğe, kaymakamlığı gitmez ilk önce muhtarlığa gider. Siz onun için birinci kapısınız. Devlet ile millet arasında köprüsünüz” dedi.

Açış konuşmalarının ardından Adıyaman Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Kadircan Petük tarafından, muhtarlara ‘Çocukluğum, Gençliğim ve Geleceğim’ konulu konferans verildi.

Son Düzenlenme Pazartesi, 01 Aralık 2014 18:51