11.MUHTARLAR TOPLANTISI
Adana, Adıyaman, Bursa, Erzincan, Gaziantep, Hatay, Karaman, Kahramanmaraş, Kilis, Kütahya, Osmaniye, Sivas ve Trabzon’dan gelen yaklaşık 400 mahalle muhtarı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın misafiri olarak Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen öğle yemeğinde ağırlandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yemek öncesinde muhtarlara hitaben bir konuşma yaptı. Konuşmasının başında, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni muhtarlara kısaca tanıtan ve hizmete açılacak olan yapılarla ilgili bilgiler veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye yakışır bir külliyenin, milletin hizmetine sunulduğunu, kendisinden sonra bu makama geleceklerin daha iyisini ve daha güzelini ülkeye kazandırmalarını temenni etti.
“HAC FARİZASINI YERİNE GETİREN VATANDAŞLARIMI TEBRİK EDİYORUM”
Hac döneminde Mekke’de meydana gelen vinç kazasında ve izdihamda vefat edenlere, bayramda meydana gelen trafik kazalarında hayatını kaybedenlere, Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, hac farizasını yerine getiren vatandaşların tebrik etti, ibadetlerinin kabulü temennisinde bulundu.
Terörün bayram günlerinde de can yakmaya ve can almaya devam ettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Güvenlik güçlerimizden şehit olanlar ve yaralananlar oldu. Aralarında çocukların da bulunduğu sivil vatandaşlarımızdan hayatlarını kaybedenler, yarananlar var. Hiçbir kutsalı olmayan, Müslümanların kutsallarına da saygıları bulunmayan bu teröristlerle mücadeleyi sonuna kadar sürdürmekte kararlıyız. Şehitlerimizin ve sivil kayıplarımızın acıları yüreklerimizi yakıyor. Ama aynı zamanda onların aziz hatıraları bize, daha kararlı, daha kapsamlı mücadele etmemiz için güç veriyor” diye konuştu ve terör saldırılarında vefat eden şehitler ve sivil vatandaşlar için Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı ve yaralananlar için acil şifa diledi.
“TERÖRE KARŞI OPERASYONLAR ARALIKSIZ DEVAM EDİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurt içinde ve yurt dışında güvenlik güçlerimizin teröre karşı operasyonlarına aralıksız devam ettiğini ve edeceğini ekleyerek, sözde taziye evlerindeki mühimmat depolarının temizleneceğini, bölge esnafından haraç alınmasına fırsat verilmeyeceğini belirterek, “Bunlar son çırpınışlardır. Bunların üzerine gidip; hesabını milletimiz ve şehitlerimiz adına sormaya devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.
Salonda Türkiye’nin her bölgesinden muhtar olduğunu ve bu tablonun, Türkiye’nin birlik, bütünlük ve kardeşliğinin en somut örneği olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisinin de katıldığı ‘Milyonlarca Nefes Teröre Karşı Tek Ses’ mitingine katılan ve ekranları başından iştirak eden vatandaşlara da teşekkür etti ve “Terör örgütünün yoğun bir şekilde eylem yaptığı bölgelerde de, vatandaşlarımızın teröristlere karşı giderek daha yüksek sesle itirazlarını dile getirdiklerini biliyoruz. Umudunu terör örgütüne bağlamış olanların da, yavaş yavaş hayal kırıklığı yaşamaya başladıklarını görüyoruz” dedi.
“TERÖR ÖRGÜTÜ, BÖLGEDEKİ VATANDAŞLARIMIZDAN UMDUĞU DESTEĞİ BULAMADI”
Devletin tüm kurumlarıyla, kararlı bir şekilde terör örgütünün üzerine gittiğini ve gitmeye devam edeceğini, milletin de duruşuyla ve iradesiyle buna destek verdiğine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, demokrasi ve hak mücadelesiyle; silahın, bombanın, tehdidin, acının ve kanın yan yana olamayacağının bir kez daha görüldüğünü söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin kendisine uzanan her dost elini samimiyetle kavrayacak özgüvene sahip olduğunu; ancak kendisine silah doğrultanları, ülke içinde paralel yapılar kurmaya çalışanları da, cüretlerine pişman edecek gücü de taşıdığını ifade ederek, “İnsana hak ettiği değeri ve hizmeti vermeden nasıl devleti yaşatamazsanız, devletin bütünlüğünü ve işlerliğini temin etmeden de insanların geleceğini güvence altına alamazsınız” şeklinde konuştu.
Geçtiğimiz 12 yılda Türkiye’nin özgürlük ve demokrasi alanlarında elde ettiği kazanımlara, terör sorununu milletin hayatından bütünüyle çıkarmak için gerçekleştirilen hamlelere değinen ve bunlardan örnekler veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları söyledi: “Terörü tamamen bitirmek için başlattığımız süreci, gerçekten ümit verici bir noktaya kadar da getirdik. Ancak, Suriye başta olmak üzere bölgemizde yaşanan olaylar ile bu sürecin siyasi muhataplarının gerekli iradeyi ortaya koyamamaları, terörü yeniden hortlattı. Tabii biz bu işin arkasında iç ve dış destekleri, varılmak istenen hedefleri, bu amaçla oynanan oyunları, kurulan tezgâhları gayet iyi biliyoruz. Türkiye’nin birlik ve beraberlik içinde sürdürdüğü büyük kalkınma hamlesinden rahatsız olanlar terör örgütünü kullanıyor. Terör örgütü de, tehdit ve tedhişle sindirdiği bölge insanının mağduriyeti pahasına, kendisine biçilen rolü oynuyor. Ancak, ideolojisi gereği uyguladığı tüm vahşete, aldığı desteğe rağmen terör örgütü, bölgedeki vatandaşlarımızdan umduğu desteği bulamadı, İnşallah bulamayacak da.”
“TERÖR ÖRGÜTÜ YERLİ DEĞİLDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütünün güvenlik güçlerinin yanı sıra çocuk, kadın, ihtiyar demeden bölge insanına da alçakça saldırdığını, ambulansları, itfaiye araçlarını, camileri, okulları, işyerlerini ve evleri kurşunlayıp tahrip ettiğini hatırlatarak, böyle bir örgütün, o bölge ve o bölgenin insanı için mücadele etmesinin mümkün olmadığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Milyonlarca Nefes Teröre Karşı Tek Ses’ mitinginde ‘yerli ve millî’ olmanın önemine ilişkin serdettiği cümlelerin tartışıldığına işaret ederek, konu ile ilgili şu açıklamaları yaptı: “Benim bölgede ve ülkemizin dört bir yanında yaşayan her vatandaşım gibi Kürt kardeşlerim de, Zaza kardeşlerim de yerlidir, millîdir, bu ülkenin, bu vatanın öz evladıdır. Tıpkı Türk, Türkmen kardeşlerim gibi, Arap, Boşnak, Laz, Abhaz, Roman kardeşlerim gibi… Terör örgütü ise, kendilerini nasıl gösterirlerse göstersinler yerli değildir; bu ülkenin ve bu milletin bir parçası asla değildir. Hangi adla, hangi kisveyle olursa olsun ülkemizin kazanımlarına saldıranlar, birliğine, bütünlüğüne kast edenler bu vatana ait değildir. İsterlerse parlamentonun içinde olsunlar… Bakın Hamburg’da toplantı yapıyorlar. Orada Trinidad’ın Japonya’nın bayrağı var, Türkiye’nin bayrağı yok. Hani bayrakla sorununuz yoktu? Kimi aldatıyorsunuz. Sizin bayrakla da devletle de milletle de sorununuz var”
“KALBİYLE BU COĞRAFYADAN, BU MİLLETTEN KOPMUŞ OLANLARI YERLİ VE MİLLÎ OLARAK GÖREMEYİZ”
Aynı şekilde, terör örgütüne dolaylı ve doğrudan destek veren yayın organlarının sahiplerinin de bu tavırlarıyla yerli olmadıklarını gösterdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul’un en mutena köşelerinde yaşıyor olmak, holdinglerin, kıymetli mülklerin sahibi olmak yerli ve millî dairesinde bulunmanızı sağlamaz” değerlendirmesinde bulundu.
Kendileri veya ataları Türkiye toprakları dışında doğmuş milyonlarca kişinin yerli ve millî olduğuna; ancak tavrıyla, tutumuyla, imkânlarıyla, en önemlisi de kalbiyle bu coğrafyadan, bu milletten kopmuş olanların yerli ve millî olarak görülemeyeceğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onlar, gönülleri nereye meylediyorsa, yaptıkları işlerle nereye hizmet ediyorlarsa işte oraya aittirler” dedi. Yerlilik ve millîliğin, köken, meşrep ve siyasi sınırların her türlü farklılığın ötesinde bir anlayış olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunu idrak edemeyip meseleyi günlük siyasetin parametreleri içine hapsederek, ihtiyaç duyulan birlik, beraberlik, kardeşlik iklimini zehirlediğini kaydetti.
“TÜRKİYE, BALKANLAR’DAN ASYA’YA GENİŞ BİR COĞRAFYANIN IŞIK KAYNAĞIDIR”
Ömrünün 40 yılının siyasi mücadele ile geçtiğini mücadeleden hiçbir zaman kaçmadığını; ancak burada söz konusu olanın ülkenin ve milletin bekası olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Memleket meselesinin söz konusu olduğu yerde 78 milyon hep birlikte diğer tüm farklılıklarımızı bir kenara bırakıp yekvücut olabilmeli, tek kalp olarak çarpabilmeli, tek yumruk halinde hareket edebilmeliyiz” sözlerine yer verdi.
Türkiye’nin tarihinden ve kültüründen kaynaklanan büyük bir sorumluluğu olduğunu, bu yüzden de bölgesinde ve dünyada sesini en güçlü şekilde duyurması gerektiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye Balkanlar’dan Asya’ya kadar uzanan çok geniş bir coğrafyanın unutmayın ümididir, ışık kaynağıdır, rehberidir” dedi ve şunları ekledi: “Kendi içimize kapanmak bizi güçlü kılmaz, tam tersine zayıflatır, her türlü tehdide ve tehlikeye açık hale getirir. Yerli ve millî olmak içimize kapanmak değil tam tersine büyük fotoğraf içindeki yerimizi doğru olarak görmek demektir. Değerli kardeşlerim, biz büyük düşünmek, büyük hayaller kurmak, büyük projeler üretmek, büyük işler başarmak zorundayız. Varlığımızı koruyabilmemizin ve hedeflerimize ulaşabilmemizin tek yolu budur. Terör örgütü ve yapılan eylemler bizi işte bu vizyondan uzaklaştırma amacı taşıyor. Biz bu tuzağa Allah’ın izniyle düşmeyeceğiz. Asla sorumluluklarımızı ve hedeflerimizi unutmayacağız.”
Şehitlik kavramının Zerdüştlükte ve onlarla beraber yürüyenlerde değil, sadece İslam’da olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Öyle sözde şehitliklerle şehitlik olmuyor. Onlar yine saf, samimi Müslüman kardeşlerimizi aldatmak için kurulan sözde şehitliklerdir. Oralardaki taziye evleri mühimmat deposudur, içeride teröristlerin resimleri vardır. Değerli kardeşlerim, bunları bilelim, bunları görelim ve adımlarımızı da ona göre atalım” dedi.
“ANAYASAL SINIRLAR İÇİNDE MÜCADELE ETMEYİ SÜRDÜRECEĞİM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörün üzerine gidileceğini bu vatan toprağında ameliyat yapılmasına asla müsaade etmeyeceklerini sözlerine ekleyerek şunları kaydetti: “Gün hep birlikte vatanımıza, memleketimize, ülkemize, Türkiye’ye sahip çıkma günüdür. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı olarak, bu milletin bir ferdi olarak Türkiye’ye sahip çıkma mücadelesini vermek, buna öncülük etmek benim en başta gelen görevimdir. Eğer ben bu görevi layıkıyla yerine getirmezsem, Sarıkamış’ta şehit olan dedemin ve tüm şehitlerimizin ruhlarını muazzep etmiş oluruz. Beni dünyaya getiren, büyüten, memlekete ve millete hizmet yoluna sevk eden babamın, annemin ve tüm ecdadımın üzerimdeki haklarına halel getirmiş olurum. Görevimi hakkıyla yapmazsam, kendi evlatlarım başta olmak üzere yeni nesillere karşı görevimi yerine getirmemiş olurum. Böyle bir vebali asla göze alamam, onun için kim ne derse desin ben ülkemizin ve milletimizin birliği, beraberliği, geleceği için doğru bildiğim yolda kendi üslubumla ve elbette anayasal sınırlar içinde mücadele etmeyi sürdüreceğim.” ‘Cumhurbaşkanı hiçbir şeye karışmasın’ demenin, Cumhurbaşkanı görevini yapmasın anlamına geldiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hiç kimse beni ülkeme, milletime karşı vazifelerimi yerine getirmekten alıkoyamaz. Herkesin bir hesabı varsa Allah’ın da bir hesabı var, şüphesiz o hesabı görmek de Allah’a aittir, olay budur” ifadelerini kullandı.
PARALEL DEVLET YAPILANMASI İLE MÜCADELE
Hatadan, eksikten, kusurdan münezzeh olan sadece Allah olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kullar için bunların hepsinin mümkün olduğunu, hata ve yanlışlarının olabileceğini söyledi ve şöyle devam etti: “Ama unutmayın, bu hatayı, bu yanlışı bilmek, ondan dönmektir aslolan. Önemli olan, kendi inancımız, bilgimiz, irademiz çerçevesinde mümkün olan en iyiyi yapabilmeye çalışmaktır. Sorumluluk üstlendiğimiz tüm görevlerimizde bu anlayışla hareket etmeye çalıştık, gerektiğinde özeleştiri yapmaktan, eksiklerimizi, hatalarımızı ifade etmekten çekinmedik, bunu milletimizle aramızdaki sevginin, saygının, samimiyetin, hasbiliğin, ahdin bir gereği olarak gördüm, bu şekilde davrandım.” Geçmişte ‘paralel devlet yapılanması’ adı verilen örgütün gerçek yüzünü göremediklerini, bunun için gerekli tedbirleri alamadıklarını, herkese olduğu gibi onlara karşı da iyi niyetle yaklaştıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, onların bir darbe hazırlığı içinde olduklarını fark edince harekete geçip gerekenleri yaptıklarını ekledi.
“ÇÖZÜM SÜRECİ’NDE SAMİMİYDİK”
Aynı şekilde çözüm sürecinde de terör örgütüne müzahir siyasi partiye birçok STK’larla hüsnüniyetle yaklaştıklarını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Bizim amacımız, terör sebebiyle dökülen kanı tamamen ortadan kaldırmak, ortak geçmişe ve ortak gelecek hedeflerine dayalı olarak huzuru, kardeşliği hâkim kılmaktı. Bunda gerçekten samimiydik, bölge insanıyla hep birlikte ülkemizin tamamında ortaya çıkan ümit tablosu bizi bu ihtimali sonuna kadar zorlamaya, sabırlı davranmaya sevk etti. Maalesef demokrasi ve özgürlükler art niyetlilerin elinde istismara açık imkânlar haline dönüşüyor. Bu süreçte terör örgütünün sağlanan kısmi huzur ortamını kötü niyetlerini hayata geçirmek için istismar ettiğini gördük. Bölgedeki kamu görevlilerinin bir kısmının da gelişmeleri eksik veya yanlış değerlendirmesinin bu konuda bir zafiyet ortaya çıkmasına yol açtığı anlaşılıyor.” Terör meselesinin Türkiye’de yeni bir mesele olmadığını, bölgedeki sıkıntıların yüzlerce yıllık geçmişinin olduğunu ve bunların Cumhuriyet döneminde de nüksettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz bu kronik meseleyi çözmek için gayret gösterdik” dedi ve ekledi: “Terör örgütünü kullanan güçlerin ve örgütün içerideki uzantılarının huzurdan, kardeşlikten, güven ortamından rahatsız olduklarını anlıyoruz, bunun için ilk fırsatta silaha sarıldılar. Bombalarla, tuzaklarla, pusularla niyetlerini ortaya döktüler. Keşke çözüm süreci bizim istediğimiz şekilde sonuçlansaydı, keşke terör eylemleri sebebiyle tek bir askerimizin, polisimizin, korucumuzun, vatandaşımızın canı yanmasaydı, kanı dökülmeseydi.”
Yaşanan çatışmalarla, terör örgütünün eylemleriyle şahsı ve hükümet arasında ilişki kuran herkesin terör örgütünün amacına hizmet ettiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu tür yaklaşımlarım, bu tür ifadelerin, bu tür propagandaların ne ülkeye, ne millete, ne de sorunun çözümüne bir faydası yoktur. Yanlış teşhis yanlış tepkiye, yanlış tepki de vahim sonuçlara yol açar. Madem terör örgütü demokrasinin ve hukukun çizgisine gelmek istemiyor, öyleyse ona anladığı dilden konuşacak gücümüz de, imkânımız da, kararlılığımız da vardır, bugün işte bu aşamadayız” şeklinde konuştu.
“GELİN BU OYUNA ALET OLMAYIN”
Terör örgütünün silahlı eylemleriyle herhangi bir sonuç almasının mümkün olmadığına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çeşitli şekillerde terör örgütüne hizmet edenlere de şu çağrıda bulundu: “Gelin bu oyuna alet olmayın. Ey medya, bu oyuna alet olma. Erdoğan’a düşmanlığınız olabilir ki bu düşmanlığınızı zaten attığınız başlıklarda görüyorum, ama bilesiniz ki siz ne kadar düşman olursanız olun Rabbimin takdir ettiği ömrü hiçbir zaman azaltamayacaksınız ve bu mücadele azmimizi de hiçbir zaman yıldıramayacak, durduramayacaksınız ve bu oyunun kazananı asla siz olmayacaksınız. Bugün sizi kullananlar, sizi tahrik edenler, sizi öne sürenler yarın yüzünüze dahi bakmayacaklar.”
“TERÖRİSTİ ‘CİCİ KIZ’ DİYE GÖSTEREN SİZİN EKRANLARINIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında gündemdeki tartışmalara ilişkin de şunları söyledi: “Ben bir Conrad meselesi anlatmıştım biliyorsunuz; Conrad’da bana söylediklerini anlatmıştım, bunların hepsini inkâr ediyor. Şimdi ne kadar hayırlı oldu, o inkâr etti, bütün kirli çamaşırları şimdi her taraftan piyasaya dökülmeye başladı mı? Her şeyleri A’dan Z’ye. Bu ülkeyi, bu devleti nasıl soyup soğana çevirdiklerine dair her şey şimdi piyasa dökülmeye başladı mı? Herkes açıklamaları yapıyor mu? Sen busun. Kimin bu ülkede dürüst, kimin dürüst olmadığına zaten bu millet şahittir. Tayyip Erdoğan yalandan en fazla kaçınan insandır, ama siz bütün hayatınızı yalan üzerine inşa ettiniz ve şimdi de ‘ben böyle demedim’ diyorsunuz, işte eserleriniz ortada ve herkes çıkıyor sizin nerede neler yaptığınızı, nasıl yaptığınızı ortaya koyuyor. Teröristi ekranlarınıza çıkarmak suretiyle cici kız diye gösteren sizsiniz, sizin ekranlarınız. Onlar için her türlü yolu meşru kılan sizsiniz, sizin ekranlarınız, sizin sayfalarınız. Ve iftira atmakta üzerinize zaten yok. Tayyip Erdoğan’a oradan mektup göndermene falan da gerek yok, senin o gönderdiğin mektupların da kıymeti harbiyesi yok. Zira kimin nerede, kim için, niçin çalıştığı bellidir, vatanı için çalışanlar da bellidir, kendi saltanatı için çalışanlar da bellidir.”
“BİRLİK VE BERABERLİK RUHUYLA 2023 HEDEFİNE YÜRÜYELİM”
Konuşmasının sonunda, millete “Gelin hep birlikte 1071’de Malazgirt’teki, 1453’te İstanbul’daki, 1915’de Çanakkale’deki, 1920 yılında Büyük Millet Meclisi’nin açılışındaki, 1923 yılında Cumhuriyetimizin ilanındaki inançla, azimle, birlik ve beraberlik ruhuyla 2023 hedeflerimize doğru hep birlikte yürümeye devam edelim.” diyerek çağrıda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “Bir olmak, iri olmak, diri olmak varken, bölücülüğe, ayrımcılığa, aramıza fitne sokulmasına izin vermeyelim. Türkiye’nin bu sıkıntıyı da kısa sürede geride bırakacağına canı gönülden inanıyorum.”
Öğeyi Oyla