Skip to content Skip to left sidebar Skip to right sidebar Skip to footer

YENİ BÜYÜKŞEHİR MODELİ SEMPOZYUMU

YENİ BÜYÜKŞEHİR MODELİ SEMPOZYUMU

Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu Genel başkanı Hüseyin Akdeniz Hacettepe Üniversitesinin düzenlediği 6360 sayılı kanunun getirdiği ‘’Yeni Büyükşehir Modeli ve Uygulama Sonuçları’’ sempozyumuna katılarak Büyükşehir yasasında uygulamada muhtarların karşılaştığı sorunları dile getirdi.

Ankara Greenpark Otelde gerçekleşen Sempozyuma, Milletvekilleri, Belediye Başkanları, Akademisyenler, Sivil Toplum Örgütleri Genel Başkanları katıldı.

Sempozyumda, Tmuhk Genel Başkanı Hüseyin Akdeniz ‘’Siyasi Partilerin ve Sivil Toplum Örgütlerinin Yeni Büyükşehir Modeline Bakışı’’ başlıklı 3. Oturumda söz aldı.

Akdeniz, 3. Oturumda yaptığı konuşmasında şunları dile getirdi:

Muhtarlık teşkilatının kuruluşundan bu yana geçen 187 yıllık bir geleneğe sahiptir. Yerel yönetimler adına yerele hizmet götürmeyi amaçlayan tüm yasalarda değişiklik olmasına rağmen ( 5442 iller idaresi kanunu, 5302 il özel idaresi kanunu, 5393 belediye kanunu, 5216 ve 6360 sayılı büyükşehir kanunlarında değişiklik ) Cumhuriyet tarihinin ilk kanunlarından olan 442 sayılı köy kanunu ile 4541 sayılı kısaca mahalle kanununda hiçbir değişiklik yapılmaması hatta olan bazı yetkilerinin de sonlandırılması kabul edilebilir bir durum değildir.

Kentsel sürdürülebilirliğinin önemli göstergesi yalnızca kaynaklara erişim değil, aynı zamanda ekonomik ve kültürel bütünleşme sorunlarının giderilmesidir. 1992 yılında Avrupa kentli hakları deklarasyonunda ‘’kent farklı olanın yaşadığı yer’’ ifadesi kullanılmıştır. 2008 yılında ‘’Kentsiz kentleşme’’ konferanslarında Murray Bookchin; kent halkının gelişiminin önünde büyükşehir yasasının engel olduğunu vurguluyor ve şöyle diyordu:

1-    Yerel yönetimlerde Tüzel kişiliğin sona ermesi, halkın yönetime katılım kanallarından birinin önünü kapatmak anlamına gelmektedir.

2-    Sınırların tamamını kapsayacak yeni büyükşehirlerde, yönetime; halkın katılımını sağlamak imkansızdır.

3-    Yönetim birimi ne kadar büyürse, sınırları ne kadar genişlerse, yurttaşların kent yönetimine etkide bulunması o kadar zor olacaktır. Milyonluk kentlerde, Örneğin İstanbul ve Ankara’da hemşerilerin yönetime katılmaları yalnızca otobüslerin rengini belirlemek için bir ankete oy vermekten ibarettir. Otobüsün hangi firmadan alınacağı, güzergâhı ya da önemlisi onun yerine başka bir şey isteyip istemediği sorulamaz veya belediye sitesine konulan bir projenin, kişilerin tıklama yoluyla beğenmeleri halkın yönetime katılması anlamına gelmez diyor ve ekliyordu; Halkın yönetime katılması doğrudan referandum yoluyla uygulanmalıdır.

MUHTARLAR HİZMETİ HANGİ BİRİMDEN İSTEYECEĞİNİ HALA BİLMİYOR…

İstanbul ve Kocaeli dışındaki muhtarlarımız henüz 6360 sayılı yasaya halen uyum sağlayamadığı görülmektedir. Yasa uygulama alanına koyulmasından sonra özellikle 16 562 köyün mahalleye dönüşmesi, kırsal bölge mahalle muhtarlarımızın hizmeti hangi birimden isteyeceği konusunda çeşitli sorunlar yaşanmasına sebep olduğu ve halen bu sorunların devam ettiği görülmektedir.

Birçok hususta birbirinden farklı iki muhtarlığın yükümlülük ve sorumluluk farkları haliyle kırsal alanda yaşayan kentli halka yansımıştır.

6360 sayılı büyükşehir yasası 2 yıldan buna uygulamada. Gelin görün ki şimdi Büyükşehir başkanları dışında, bu yasadan diğer yerel yöneticilerin hepsi dertli. İlçe belediye başkanları dertli, belediye meclis üyeleri derli, muhtarlar dertli. Neden? % 83 oranında yetki Büyükşehir Belediye Başkanlarında. Bugün (birazdan örnekleri ile vereceğim) 30 Büyükşehirde, Büyükşehir Belediye Başkanları ne söylüyorlarsa o oluyor. 

Yasa çıktıktan sonra uygulama alanında muhtarların yaşadığı sorunların daha da derinleştiğini üzülerek ifade etmek isterim.

1-Halen vatandaşımız mahalleye yapılacak hizmetin Büyükşehir belediyesinden mi?, ilçe belediyesinden mi? yapılacağını kavramış durumda değil. Hizmet konusunda vatandaşlarımızın en fazla müracaatı daha az yetkili olan ilçe belediyelerine yapılmakta. Bırakın vatandaşları muhtarlarımız dahi, yol hizmetini, su ve kanalizasyon hizmetini Büyükşehirden mi? ilçe belediyesinden mi? isteyeceğini bilmiyor. Aslında bu sorunun hizmet içi eğitim ile aşılabileceği konusunda tüm muhtarlarımız birleşmektedir.

2-Şehir merkezlerine 70-80 km kırsal mahallelere hizmetin gitmesinde büyük zorluklar yaşanıyor. 6360 sayılı yasada kırsala gidecek hizmetin yıllık toplamı bütçenin %10 kadar olması bu alandaki sorunu daha da büyütüyor.Halen Büyükşehirlerin kırsal mahallelerinde vatandaşlarımız muhtarları köy muhtarı yetki ile görüyor. Kırsal Mahallenin görülecek işlerinde, örneğin yol, su ve kanalizasyon gibi çözüm bekleyen sorunların çözüm makamlarının değişmesi, hatta bu sorunların bazılarını köy muhtarı yetkisi ile çözümlerken mahalle muhtarı yetkisi ile çözememesi vatandaş ile muhtar arasında farklı bakış açılarına yol açmıştır. Bu ve buna benzer birçok hususta birbirinden farklı iki muhtarlığın yükümlülük ve sorumluluk farkları haliyle kırsal alanda yaşayan kentli halka yansımıştır.

3-Daha önce evlendirme yetkisi olan muhtarın bu yetkisinin kaldırılmasıyla bütün evliliklerin şehir merkezlerinde yapılıyor olması bile vatandaşa ek yük getirmiş durumda. Oysa ki Şehirlerde Belediye Başkanının yetkisinde olan evlendirme konusu yine Belediye Başkanlarının yetkisinde kalmak kaydıyla mahalle muhtarlarına da aynı yetki verilmesinde aslında hiçbir sakıncanın bulunmadığını görmekteyiz.

4-Yerinden yönetim ilkesi tamamen devre dışı kalmıştır. Halk daha çok ilçe belediye başkanları ile görüşebilmektedir. Büyükşehir İlçe belediye başkanlarının yetersiz yetkisi sebebiyle neredeyse şube müdürü konumuna gelmiştir. İstisnalar hariç, neredeyse Büyükşehir Belediye Başkanlarına halkın ulaşmasının mümkünatı kalmamıştır. Sekreter yardımcısı, sekreter, Özel Kalem, danışman, korumayı da aşarsanız Büyükşehir belediye başkanı ile görüşmeniz mümkün olabilir. Yani halkın önüne neredeyse set çekilmiştir. Bir anlamda yerellik, merkezi yerelliğe dönüşmüştür. Yani subsidiarite ilkesi,(yerindenlik) yok edilmiştir. Bu Model bir nevi merkezi yönetim modeline dönüşmüştür.

5-5393 sayılı belediye kanunun 9 maddesinde sayılan mahalle muhtarının görevleri uygulama alanında karşılığı yok hükmündedir.

Bu madde de Muhtar,

-Mahalle sakinlerinin gönüllü katılımıyla ortak ihtiyaçları belirlemek,

-Mahallenin yaşam kalitesini geliştirmek,

-Belediye ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarıyla ilişkilerini yürütmek,

-Mahalle ile ilgili konularda görüş bildirmek, diğer kurumlarla iş birliği yapmak

-Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmakla yükümlüdür denilmekte,  Örneğin hangi imkan ve bütçe ile muhtar mahallenin yaşam kalitesini geliştirecektir. Bu maddenin alt başlıklarını saymaya burada zaman bile yetmez. Bugün 85 bin nüfusu aşan ilçe nüfuslarından bile büyük mahallelerde muhtarlarımızın hangi yetkilerle bu görevlerin üstesinden geleceği ayrı bir tartışma konusudur.

6-Kırsal mahallelerde tüzel kişiliklerin kaldırılmasıyla köylünün hiç devlet hizmetlerine ihtiyaç duymadığı işleri muhtarlarımız yaptırırken, maalesef bozulan bir su masörünü bile değiştirmek için muhtarlarımız Büyükşehirin su ve kanalizasyon dairesine gitmek mecburiyetindedir.

7-Özellikle Kırsal Mahalle muhtarları o seçim bölgesinde sorgulanır hale gelmişlerdir. Bunun nedeni vatandaş hala o kırsal mahallenin muhtarını köy muhtarı yetkisinde görmektedir.

8- Kırsal mahallelerde hayvancılıkla uğraşan kişiler eskiden köy muhtarından aldığı menşe şahadetnamesi ile hayvanların taşınmasını rahatlıkla yapmakta iken şimdi veterinerler aracılığı ile bu taşıma yapılmaktadır. Bir birine kilometrelerce uzak köylerde her köyde bir veteriner olmadığı için bazen hayvanlar bir iki gün araç sırtlarında bekletilmekte ve mağdur edilmektedir.

9- Mera alanlarının ortak kullanımında sorunlar devam etmektedir.

10- Kırsal mahallelerde kaçak yapılaşma artmıştır. Özellikle doğu ve güney doğu illerinde ve diğer bölgelerde o yöreye ait örnek mimari tip evler uygulaması maalesef henüz hayata geçirilmemiştir.Öte yandan Köy arazilerinin veraset ve arazi intikallerinden kaynaklanan sebeplerden ötürü ruhsatlandırma aşamasında hissedarlardan istenen vekalet belgesinin sorun yarattığı görülmektedir. Çünkü köylerde araziler çok hisseli ve hisse sahipleri çok olduğundan zaman zaman bulunamamaktadır. Bulunsalar bile yer paylaşımında sorunlar yaşanmaktadır.

11- Orman köylerinin muhtarlara tanıdığı yetki devam etmesine karşın orman köylüsü muhtarı dinlemez hale gelmiştir.

12- Büyükşehir Belediyelerin devir yetkisinde olan;

a)Yolcu ve yük terminalleri, kapalı ve açık otopark yapmak yaptırmak, işletmek, işlettirmek veya ruhsat vermek

b) defin ile ilgili hizmetleri yürütmek,

c) Her türlü toptancı halleri ve mezbahaları yapmak, yaptırmak, işletmek veya işlettirmek, imar alanında gösterilen yerlerde yapılacak olan özel hal ve mezbahaları ruhsatlandırmak ve denetlemek, gibi konuları içeren yetki devirlerini bazı büyükşehir belediyeleri ilçe belediyelerine dahi devretmemiş olduklarını görmekteyiz.

Büyükşehir yasasıyla yetkilerin büyük bir bölümünün Büyükşehir Belediyesinde toplanması bir anlamda yerel düzeyde merkezileşmeyi beraberinde getirdi. Kilometrelerce uzak kırsal mahalleye hizmetlerin götürülemediği ortadadır. Merkezi yerel bürokratlara bırakın vatandaşların ulaşmasını, biz muhtarların dahi kırsal mahallenin sorunlarını iletmek bile artık külfet haline gelmiştir.

Özellikle Büyükşehir ilçe Belediyelerinin ‘’her şey yolunda gidiyor’’ demeleri mümkün değildir. İlçe Belediyelerinin üzerinde Büyükşehir Belediyelerinin vesayet oluşturduğu ortadadır. 

İlçelerde Kaymakamlar ise sadece imza memuru konumuna gelmiştir. Sivil toplum örgütleriyle diyalog kurmayan bir çok Büyükşehir Belediyesi bulunmaktadır.  

Belediye sınırlarının birbirine yakınlaştırılması mahalli müşterek hizmetlerin sunulması bakımından ciddi avantajlar sağlayabilir. Bu durum Fransa’da 1821’den itibaren ugulanagelmektedir. Ancak Türkiye’de uygulanan Büyükşehir yasası ile belki Büyükşehir sınırları içerisinde koordinasyon anlamında ortak hareket yöntemi geliştiriyor olabilir ama yerel yöneticinin halktan uzaklaştığı da unutulmamalıdır. 

Büyükşehir Belediyeleri; Koordinasyon, Planlama, Ulaşım, İçmesuyu, Katı atık, sıvı atık tesisleri, Acil yardım ve kurtarma gibi genel görevleri yerine getirmeli, diğer görevler ilçe belediyelerine verilmelidir.

Ayrıca köy yerel yönetimlerinin tüzel kişiliği yeniden oluşturulmalıdır. Büyükşehir, ilçe belediyesi ve köyler arasında görev ve yetkiler yeniden paylaştırılmalıdır. Yine Mahalle kanunu yeniden tanımlanmalı, Büyükşehirler içinde mahallelerin ve yöneticilerinin çalışma alanları yeniden düzenlenmelidir. Yerel yönetimlerin görev ve yetkileri hizmet bütünlüğü açısından birbirine entegre edilerek kamu hizmetlerinin idari ve mali özerklikleri içinde sunulması sağlanmalıdır.   

2 yılda, 30 Büyükşehirin Kırsal mahallelerinden şehir merkezlerine toplam 350 bin kişi göç etmiştir. Dolayısıyla kırsal mahallelerdeki üretim seviyesinde ciddi azalmalar meydana gelmiştir. Bu kırsal mahallelerin durumları tekrar ele alınmalı buna göre yeni bir mahalle kanunu düzenlenmelidir. Tadilat yapılması düşünülen Büyükşehir yasa değişikliğinde mutlaka muhtarın görüşleri alınmalıdır.

Adem-i Merkeziyetçilik; ‘’Merkezi Yerel Yönetim Modeli’’ üzerine kurgulanmaması dileğiyle tüm katılımcılara saygılar sunuyorum.

Sempozyum Sonuç bildirgesine giren önerilerimiz

1-  Büyükşehir, İlçe Belediyeleri ve muhtarlıklar arasındaki yetki paylaşımlarının düzenlenmesi,

2-  Köy kanunun yenilenmesi,

3-  Mahalle kanunun yenilenmesi,

4-  Muhtarlık seçim usulünün değiştirilmesi,

5-  Muhtarlıklara evlendirme yetkisinin verilmesi,

6-  Köyken mahalleye dönüşen kırsal mahallelerdeki göçün engellenmesi için önlemler alınmalı,

7-  Büyükşehir kanununu ile ilgili muhtarlara eğitim seminerleri verilmeli, Son Düzenlenme Cumartesi, 30 Nisan 2016 22:48