TÜRKİYE’NİN MUHTARLARI BARIŞA DESTEK İÇİN ERZURUM’DA BULUŞTU
Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu tarafından düzenlenen “Barışa Birlikte Yürüyoruz, ‘’Bir Zeytin Dalı da Sen Uzat” programı, İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın katılımıyla Erzurum’da düzenlendi. , İçişleri Bakanımız Sayın Efkan Ala’nın da katılmış olduğu Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu illerde gerçekleştirmiş olduğumuz 19. istişare toplantısı gerçekleştirildi
Hizmetiçi eğitim Merkezi Enstitüsü Konferans Salonu’nda düzenlenen programa;İçişleri Bakanı Ak Parti Erzurum Milletvekili Adayı Efkan Ala, Vali Dr. Ahmet Altıparmak, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu Genel Başkanı Hüseyin Akdeniz, Muhtar Federasyonları başkanları, 81 İl ve ilçe muhtarlar derneği başanları ve üyeleri Erzurum Muhtarlar Dernek Başkanı Cemal Korkmaz, adayları, ilçe belediye başkanları ve Erzurum ili muhtarları katıldı.
Erzurum Muhtarlar Dernek Başkanı Cemal Korkmaz, muhtarların sosyal güvenlik haklarının iyileştirilmesi talebinde bulundu.
Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu Genel Başkanı Hüseyin Akdeniz konuşmasında şunları dile getirdi:’’ Ülkemizin kurtuluş mücadelesinde Gazi Mustafa Kemal’in başkanlığında gerçekleşen Erzurum Kongresinin tarihimizde önemli yeri bulunmaktadır. 23 Temmuz-7 Ağustos 1919 tarihleri arasında Erzurum’da toplanan kongrede ‘’vatan bir bütündür asla parçalanamaz’’ denilerek kurtuluş mücadelemizin başladığı bu Erzurum’a selamlarımı sunuyorum. Bu şehrin muhtarlarına ve Türkiye’nin muhtarlarına selamlarımı sunuyorum. Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu yönetim kurulumuz adına vatan toprağımız için mücadele etmiş ve şehit olmuş insanlara Allah’tan rahmet, gazilerimize şükranlarımızı sunuyorum.
Sayın Bakanım, öncelikle son dönemde başta sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere sahsınıza muhtarlarımız için yapmış olduğunuz katkılardan dolayı teşekkür etmek istiyorum. Özellikle muhtar bilgi hattının oluşturulmasında ve İçişleri Bakanlığımız Mahalli idareler Genel Müdürlüğümüz bünyesinde oluşturulan Muhtarlar Daire Başkanlığının oluşmasında, yine Büyükşehirlerde Muhtarlar Daire Başkanlığı, illerde ve ilçelerde muhtarlar şube müdürlüğü oluşturulması için yayınlamış olduğunuz genelge için önemli katkılarınızdan dolayı şahsınıza özellikle teşekkür ediyorum.
22 Haziran 2012 tarihinde kurulan Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu kurulduğu günden bugüne kadar muhtarlık camiası adına yeni bir yönetim modeli örneği sergileyerek çok farklı faliyetler gerçekleştirmiştir. Kurulduğundan bugüne kadar 34 aylık geçen zamanda ANKARA, İSTANBUL, TRABZON, ANTALYA, İZMİR, ADANA, HATAY, KAYSERİ, ŞANLIURFA, MARDİN, ORDU, SİMAV, MUŞ, KOCAELİ, ADIYAMAN, ÜSKÜDAR, ERZİNCAN, HATAY ve bugün de Erzurum ilinde 19 ilde buna benzer istişare toplantıları gerçekleştirmiştir.
Gerçekleştirmiş olduğumuz bu toplantılarda Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu ülkemizin sorunlarının çözülmesinde hükümetimize destek olmuş olmayada devam edecektir. Ülkemizin barış ve huzur içinde kardeşçe yaşanabilir bir ülke olması hepimizin ortak isteğidir. Sayın Cumhurbaşkanımızın Başbakanlığı döneminde gerekirse ’’baldıran zehri içmekse, biz o baldıran zehrini de içeriz yeter ki bu ülkeye huzur gelsin, refah gelsin’’ dediği çözüm sürecine ilk katkıyı koyan sivil toplum örgütü olmuş ve hükümetimizin ve devletimizin yanında haraket etmiştir. Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu Şanlıurfa’da, Mardin’de, Muş‘da, Diyarbakır’da, Trabzon’da İzmir’de ve bugün Erzurum’da yaptığı toplantılarda barış sürecine katkı koyarak Türkiye’yi kucaklar bir tablo sergilemiştir.
Bugün bünyesinde 12 Muhtar Federasyonu bulunan Türkiye Muhtarlar konfederasyonu Barış Sürecinin dışında Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu Adıyaman ve Erzincan İllerinde Uyuşturucu ve Madde bağımlığılı ile mücadele, Kütahya’da organ bağışına katkı, Antalya’da Atık yağ ve çevreye duyarlılık ve uluslararası toplantılarda Bosna-Hersek ve Macaristan’da yerel yönetimlerde muhtarlığa önemine vurgu yaparak muhtarlarımızın ülkemiz meselelerine hükümetimizin yanında katkıları her konuda da devam edeceğini bilmenizi isteriz.
Sayın Bakanım değerli hazirun; Türk demokrasinin iki ana unsuru olan merkezi yönetim ve yerinden yönetim birimlerinin en küçüğü olan muhtarlık kurumunun daha çağdaş, halkın sorunlarına daha duyarlı ve kamu kurum ve kuruluşlarıyla daha istişare içinde haraket etmesine olan katkımız hızla devam etmektedir. Muhtarlarımızın gelecekteki görev alanlarını daha da çoğaltılmasının demokrasimizin gelişmesi, Kültürel ve Sosyo-gelişmişlik düzeyimizin ülkemiz adına da artırılmasının önemli bir unsur olarak değerlendirmekteyim.
Geleceğin Türkiye’si içinde muhtarlık Türk toplumunun vazgeçilmez unsuru olarak her zaman tarihindeki yerini alacağından hiç kuşkum yoktur. 21. Yüzyıl muhtarlarına yakışır, belirlenen hedefler çerçevesinde azimle yolumuza devam edeceğiz. Tabi ki bugün içinde bulunmuş oluğumuz zorlukları ve bunların çıkış noktalarını doğru yöntemlerle üst makamlara iletmemizin daha doğru olacağını düşünüyorum
Hükümetimizin son dönemde muhtarlarımıza göstermiş olduğu ilgi ve alakadan memnuniyet duyduğumuzu ifade etmek istiyorum. Demokrasinin temel taşı olan muhtarlarımızın daha yetkilendirilmiş hale getirilmesi hepimizin ortak isteğidir. Türkiye cumhuriyetinin daha üretken bir yapıya kavuşturulması yerel yönetimlerin ölçütlü, paylaşımcı ve çoğulculuk anlayışıyla mümkündür. Burada Muhtarların kılcal damar olduğu unutulmaması gerektiğini vurgulamak isterim.
Bir toplumda İlerleme, toplumsal huzur ve barışın tesis edilmesi ile mümkün olur. Farklılıklarımız düşünsel kumaşlarımızın zenginlikleridir. Bu renkler ve desenler bir toplum oluşumuzun göstergesidir. Karşı fikirlere saygılı olduğumuzu becerebildiğimiz sürece her türlü barış sağlanabilir.
BAŞKAN SEKMEN: “MUHTARLARIMIZIN SORUNLARI HALKIN VE MAHALLELERİN SORUNLARIDIR”
Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen ise, konuşmasında, “Muhtarlarımızın daha iyi bir konuma taşınması gerekiyor. Son zamanlarda Cumhurbaşkanımızın girişimiyle Belediye’de Muhtarlık Daire Başkanlıkları yasası çıktı. Biz de ilk daire başkanımızı da atadık. Bu kanalla muhtarlarımızın sorunlarını gidermeye gayret edeceğiz. Muhtarlarımızın sorunları halkın ve mahallelerin sorunlarıdır. Erzurum’da binin üzerinde muhtarımız var. Bu muhtarlarımızla yılda iki defa benim başkanlığımda toplantılarımızı yapıyoruz. Her muhtardan mahallesinin sorunlarını tek tek dinliyoruz. O bölgenin sorunlarını en iyi bilen muhtarlardır” dedi.
VALİ ALTIPARMAK: “ERZURUM’DA İLAN EDİLİYOR OLMASI ÇOK BÜYÜK ANLAM İFADE ETMEKTEDİR”
Erzurum Valisi Dr. Ahmet Altıparmak, muhtarlarla böylesine bir toplantıda bir araya gelmekten dolayı mutlu olduğu ifade ederek, “Zira ortada bir süreç var. Bu süreçte kimin ne dediği bazen çok anlaşılmıyor. Halbuki siz kıymetli muhtarlarımız 81 ayrı ilden gelerek yürekli bir duruş sergilediniz. Biz barıştan yanayız biz terör, kan istemiyoruz dediniz. Bunun için sizleri tebrik ediyorum. Ceddimizin bize miras bıraktığı huzur ve kardeşliğe evet dediniz. Bunun Erzurum’da ilan ediliyor olması çok büyük anlam ifade etmektedir. Gezeceğiniz bu topraklar Kürdüyle, Türküyle savunularak kazanılmış nice zaferlerle doludur. Burada ne Türk’ü ne Kürt’ü ayrı mücadele etmiştir. Burada bir Müslüman kardeş olarak mücadele verilmiştir” dedi.
EFKAN ALA: “SİZLERİ MUHTAR BABANIN OĞLU OLARAK SELAMLIYORUM”
İçişleri eski Bakanı Efkan Ala ise, konuşmasında, “Sizi bir muhtar babanın oğlu olarak selamlıyorum. Değerli başkan ve muhtarlarımızın dile getirdiği konuları not aldım ve bunların takipçisi olacağım. Temel ilkemiz var. Onu siz de biliyorsunuz. Aynı geminin içinde yol alıyoruz. Daha önceki uygulamalar gibi gemi batarsa batsın biz daha yukarılara çıkalım anlayışını terk ettik. Gemiyi batırmamayı hep birlikte hedef edindik. O gemi yol alırken hepimizin durumu daha da iyileşsin diye kararlar alıyoruz. Muhtarlarımızın talepleri öncelikli taleplerdir. Somut örnek vereceğim. 2002 yılında muhtar maaşı 97 lirayken şimdi ise 904 lira. Yeterlidir demiyoruz elbette sosyal haklara ve silah ruhsatına ilişkin talepleriniz doğru. Ama bakın maaş kaç kat artmış. Türkiye 2002’den beri büyüyor. Peki neyle büyüyor. Yeni petrol yatakları ve maden ocaklarımız olmadı. Sahip çıktığımız ve arkasında durduğumuz sandığı biraz daha keşfettik bu da istikrar oluşturdu. İşte o istikrar bir ülke için bütün madenlerden daha değerlidir. Biz bunlara sahip değiliz ama sürekli gelişip kalkınıyoruz. Yanı başımızdaki kardeş ülkelerimiz iç savaşla uğraşıyor. Onların çektiği acıyı yüreğimizde hissediyoruz ama her türlü kaynakları olmasına rağmen maalesef siyasi istikrarı sağlayamadıkları için Türkiye gibi zenginleşip gelişemiyorlar. Maalesef mezhep savaşları iç savaşlar yaşıyorlar ve birçok insanı kaybediyorlar. Çözüm süreci için ne kadar kıymetli bir toplantı olduğunu bizler görebiliyoruz ama görmeyenler de görebiliyor mu. 2002’den önce ülkenin üçte biri Dünya Bankası standartlarına göre yoksulluk sınırını altında yaşıyordu. Şimdi o sınır binde 0.5’in altlarına indi. Yani istatistiğe girecek durumda değil. Bu başarıyı siyasi istikrarla sağladık. Şimdi biz bu çözüm sürecini başarıyla sonuçlandıracağız. Çünkü bu halk iradesi burada olduğu sürece sandığın belirlediği iktidarların güçlü olması durumunda başaramayacağımız bir şey olmaz. Biz bu prangadan kurtulduğumuzda bizim hangi mesafeleri alabileceğimiz herkes biliyor. Bu nedenle önümüze çıkarmadıkları engel kalmıyor ama biz bunları Allah’ın izniyle aşıyoruz ve yolumuza devam ediyoruz” diye konuştu.
“Biz meselelere sahip çıkmazsak başkaları bunları büyüterek bizim önümüze koyar ve onunla baş etmekte çok büyük zorluk çekeriz. Bu çözüm sürecinde alacağımız inisiyatif bizim için çok ehemmiyet arz etmeye başladı” diyen ala konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Papa bir nutuk ilan ediyor ve bizim şanlı tarihimizi soykırım yapmakla itham ediyorlar. Yine harekete geçtiler. Kardeşim siz kendinize nasıl izah ediyorsunuz. Eğer bir memleket yedi düvele karşı mücadele ederken içinde bir takım problemler olmuş karşılık ciddi problemler yaşanmış ve devlet yine kendi sınırları içinde başka bir yere tehcir etmişse ve onlar tehcir edilirken herhangi bir aksaklık meydana gelmesin diye defalarca talimatlar vermişse buna nasıl soykırım diyorsun. Buna soykırım diyorsan gaz odalarına ne diyeceksin. Şimdi biz bu kan akıtan sorunları büyüten bu meseleyi de çözdüğümüzde çok iş yapacağımız için panikle harekete geçiyorlar. Din ve vicdan özgürlüğünün önündeki problemleri kaldırdık. Şu olacak bu olacak diyorlardı ne oldu. Zihnimizin rahatlaması kardeşliğimizin pekişmesinden başka ne oldu irtica geldi mi. Şimdi de diğer inanç kesimlerinin problemlerini ele alarak çözeceğiz. Terör meselesinde aman şunu yaparsanız ülke bölünür diyorlardı. Her kardeşimiz özgürlüğünü genişleten adımları attık. 2002’den bu yana attığımız adımlar milletimizin mahşeri vicdanında öyle bir karşılık buldu ki gittikçe çözün bu meseleyi diye sesler yükseliyor. Bu sesler sorunun en çok yaşandığı yerden geliyor. Anneler gitti orada o sorunun müsebbibi olarak gördüğü kimselerin önünde gösteri yapmaya başladı. Çünkü anneler aynı dilde ağlar. Onlar aynı dilden üzülürler. Biz de diyoruz ki sizin dirayetinizle kökünden çözeceğiz. O zaman da Türkiye de bu prangalarından kurtulduğu için inanılmaz bir kalkınma hamlesiyle 2023 hedeflerine de ulaşacak 2071 vizyonunu da inşa edecek.”
“MİLLETİMİZİN İRADESİNE HİÇBİR BASKIYI KABUL ETMEYİZ”
“Milletimizin iradesine hiçbir baskıyı kabul etmeyiz” diyen Ala, “Nereden gelirse gelsin hiçbir tehdide pabuç bırakmayız ve bunu kabul etmeyiz. Hiçbir sabotaj ve provokasyonu engellemeden geri durmayız ve bunların bizim irademizi sakatlamasına izin vermeyiz. Çünkü söylediğim bütün işleri yapabilme kaynağımız bu irademizdir. Sandıktan daha kıymetli koruyacağımız bir varlığımız yok. Bunu muhtarlarımızdan daha iyi de kimse bilemez. Çünkü siz en yakınındasınız. Biz bunları yapalım ondan sonra yolumuzu kendimiz dizayn edeceğiz. Başkalarının bize reçete yazmasına son verdiğimiz gibi biz başkalarına reçete yazarak yolumuza devam edeceğiz” dedi.
Ala konuşmasının son bölümünde tiyatro sanatçısı Ahmet Yenilmez’i kürsüye davet ederek, “Ekranlardan izlediğimiz ve bizim kültürümüzü de çok iyi anlatan bir dizi Ekmek Teknesi’nin değerli aktörü Ahmet Yenilmez kardeşimizi buraya davet ediyorum. Bizim değerlerimizi güzel temsil ediyor. Onu üstüne vazife edinmiş ve Anadolu’yu karış karış gezdiği için teşekkür ediyorum” dedi.
Sanatçı Ahmet Yenilmez ise, “İnsanın biyolojik bağışıklık sistemi gibi kültürel bağışıklık sistemi vardır. Sanat toplumlara ayna tutar ben bu sürece helalleşme süreci diyorum. “La İlahe İllahlah Muhammeden Resulallah” diyen kardeştir, hiç kimse kusura bakmasın, biz iki taraflı kardeş katili olduk. Allah huzuruna kul hakkıyla kardeş katili olarak gitmeyelim helalleşelim diyorum” diye konuştu.
Toplantının ardından programa katılan katılımcılar birlikte hatıra fotoğrafı çektirip birlikte öğle yemeği yedi.