Skip to content Skip to left sidebar Skip to right sidebar Skip to footer

MUHTARLAR DAİRE BAŞKANLIĞINDA SORUNLAR KONUŞULDU

MUHTARLAR DAİRE BAŞKANLIĞINDA SORUNLAR KONUŞULDU

Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu Genel Başkanı Hüseyin Akdeniz İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü Muhtarlar Dairesi Başkanı Şefik Aygöl ile muhtar sorunlarının konuşulduğu toplantıya katıldı.

Akdeniz, toplantıda Muhtarların sorun dosyasını Muhtarlar Daire Başkanı Aygöl’e sundu.

Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu Başkanı Hüseyin Akdeniz, toplantı da muhtarlık teşkilatının şu sorunlarını dile getirdi.

1- 442 sayılı Köy Kanunun günün koşullarına getirilmesi,

Gerekçesi:

Türkiye genelinde 18.337 köy bulunmaktadır. 442 sayılı köy kanunu 1924 yılında çıkarılmış ve üzerinden 91 yıl geçmiştir. Türkiye’nin  nüfus yapısının %85 inin daha çok köy nüfusuna dayalı olduğu o yıllardan günümüze büyük değişim yaşanmış ve bugün köy nüfusumuzun ancak % 9’u (6.409.722) köylerimizde yaşamaktadır.442 sayılı Köy kanunun bazı maddeleri, 1924 yılından 2007 tarihine kadar 91 yıllık tarihinde bazı maddeleri 34 kez değişikliğe uğramıştır. Köy kanunu yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 1937, 1951, 1957, 1964, 1972 ve son olarak 2010 yıllarında Köy Kanun Tasarı Taslakları hazırlanmış ancak kanunlaştırılamamıştır.Cumhuriyet tarihinde, yerel yönetimler reformları içerisinde kurulumlarından itibaren belki de reformun hiç yapılmadığı yada bazı düzenlemelerin yapılmak istenip de hayata henüz geçirilemediği tek yerel yönetim birimi köyler olmuştur.Nitekim köy kanunuyla köy tüzelkişiliğine verilmiş birçok görev uzun yıllardır uygulamada yer bulamamaktadır. Örneğin köy organlarından köy derneği işlevini yitirmiştir. Yine imece ve salma artık köylerde uygulama kabiliyetini kaybetmiştir. Köy tüzel kişiliği görevleri yerine getirebilecek mali kaynaktan yoksun bırakılmıştır. Tüzel kişilikçe hazırlanan yıllık köy bütçeleri günümüz köy gelirleri gözönüne alındığında bir çoğu artık sıfır bütçe niteliğindedir. Köy kanunu, 1924 yılından bu yana gelişen ekonomik ve sosyal gelişmelere ayak uyduramamış, farklı kanunlarda yer alan farklı hükümlerle dağınık bir hal almış ve özellikle mali yetersizlikler sonucu güçsüz konuma düşerek, adeta her hizmeti devletten bekler hale gelmiştir. İçinde yaşadığı sorunlara bakılırsa kırsaldan kentlere devam eden göç her geçen gün köyleri daha da güçsüzleştirdiği görülecektir.

2- 4541 sayılı Şehir ve kasaba Mahalle Muhtarlarımızın kanununun günün koşullarına getirilmesi,

Gerekçesi:

Türkiye genelinde 31.912 mahalle muhtarlığı bulunmaktadır. 10/04/1944 tarih ve 4541 sayılı Şehir ve Kasabalarda Mahalle Muhtar ve İhtiyar Heyetleri Teşkiline Dair Kanun günümüz koşulları içinde yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. 6330 sayılı Büyükşehir yasası çıkarıldıktan sonra özellikle köyden dönüşen kırsal mahallelerin oluşması o mahallelere giden hizmetlerin aksamasına neden olmaktadır. Mevcut mahalle kanununda sadece beş madde yürütebilir kalmıştır.6330 sayılı kanunda mahalle kurulmasına 500 nüfus alt limiti getirilmiş ancak üst nüfus limiti getirilmemiştir. Bugün baktığımızda 10-20 nüfuslu mahalleler yanında 70-80 bin nüfuslu mahalleler bile bulunmaktadır. İlgili yasal mevzuatta gerek yönetsel gerekse işlevsel ve temsil anlamdaki yetersiz düzenlemeler mahalle muhtarlığı kurumunu günümüzde marjinal hale getirmiştir.. Sorunun boyutu, elverişsiz fiziki koşullar ve yetersiz özlük haklarıyla daha da büyümektedir. 5393 Sayılı Belediye kanunun 9. Maddesinin 2. Bendinde bulunan görevlerin içeriğinin yönetmelik ile düzenlenmelidir. (Md 9-2 fıkra; Muhtar, mahalle sakinlerinin gönüllü katılımıyla ortak ihtiyaçları belirlemek, Mahallenin yaşam kalitesini geliştirmek, belediye ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarıyla ilişkilerini yürütmek, mahalle ile ilgili konularda görüş bildirmek, diğer kurumlarla iş birliği yapmak ve kanunlarla verilen diğer görevleri yapmakla yükümlüdür). Örneğin, muhtar; mahallenin kalitesini nasıl bir yöntemle geliştirecektir.Gerçekte hiçbir yetkisi olmayan Muhtarların, Mahallenin yaşam kalitesini geliştirmek amaçlı görevleri yerine getirebilmesinin mümkün olamayacağı görülecektir. Uygulamaya baktığımızda muhtarlarımız mahalle halkının çeşitli sorunlarını, seçilmiş kişi olmanın sorumluluğu ve tekrar seçilememe kaygısıyla yetenekleri ölçüsünde, mümkün mertebe resmi kurumlardaki tanıdıklarından yardım isteyerek çözmeye çalıştıkları görülmektedir. Yine

1945 yılında çıkarılan Şehir ve Kasabalardaki Mahalle Muhtar ve İhtiyar kurulları tüzüğü kanunun 23 maddesine göre yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Belirtilen yönetmeliğin 2. Maddesinde Belediye kanunun 8inci yerine 9 uncu denilmesi, 3. Maddesinin ikinci bendinin kaldırılması yerine 6360 sayılı kanunda getirilen en az 500 nüfus kriterinin eklenmesi, 5. Maddesinde seçimlerin dört yıl yerine 5 yıl olarak değiştirilmesi, 10. Maddesine İlköğretim, adaylık usulu ve savcılıktan alınacak iyi hal kağıdı ile müracaat ibaresinin eklenmesi, 15, 32 (1. Madde b,c,ç,d,e. 2. bent, 3.bent, 6.bent,7. Bent 10.bent,11 bent,12.bent, 13.bent )  Maddelerinin ve ilgili hükümlerin yürürlükten kaldırılması ve tüzük Bakanlar Kurulunca yeniden onaylanması zorunluluk haline gelmiştir.                                                                                                                                                   

3- 5393 Sayılı Belediye kanunun 9. Maddesinin değiştirilmesi ve (Bütçe imkanları ölçüsünde) terimin kanundan çıkarılarak, ayni yardım kelimesine ek ‘’nakdi’’ kelimesinin eklenmesi,

Gerekçesi:

5393 Sayılı Belediye kanunun 9. maddesinin son fıkrasında belirtilen  ‘’ Mahallenin ve muhtarlığın Belediye Bütçe imkanları ölçüsünde ayni yardım ile ihtiyaçlarını karşılar.’’ cümlesi bulunmasına rağmen bu ayni yardımın birçok belediye tarafından yapılmadığı görülmektedir. Burada yapılan düzenleme belediyeleri kesin bir yükümlülük altına sokmamaktadır. Çünkü belediye muhtarlıklara imkanlar ölçüsünde yardım yapmaya çalışmaktadır. Hatta birçok belediye bu kanuni açıklıktan hareketle imkanı olmasına rağmen muhtarlıklara hiçbir yardımda bulunmamaktadır. Yani ‘’imkanların’’, ne dereceye kadar uygun olduğunun objektif bir ölçüsünün olmaması Belediyelere bir nevi keyfilik sağladığı görüşü ağırlık kazanmaktadır. Bu bentteki ‘’bütçe imkanları ölçüsünde’’ deyimi kanundan çıkarılarak, ‘’ayni yardım yapılır’’ yerine ‘’ayni ve nakdi yardım yapılır’’ ibaresinin eklenmesi gerekir. Bugün bakıldığında bir bölüm belediyeler muhtarlara nakdi yardımlar yapmaktadır. Ancak kanunda nakdi yardım yapılı cümlesi olmadığından dolayı yapılan bu nakdi yardımlar çeşitli yöntemler bulunarak yapılmaktadır. Bazı belediyeler 5393 sayılı kanunun 75. Maddesini 2. fıkrasını kullanarak bu yardımları muhtarlıklara yapmaktadırlar. Oysa ki muhtarlık bir kamu kurum ve kuruluşlarından sayılmamaktadır. Dolayısıyla md 9. Madde son fıkra yukarıda belirtildiği gibi değiştirilebilir. Veya 75 maddeye muhtarlıklarında kamu kurum ve kuruluşlarından sayılması eklenebilir.

4-Muhtarların, il/İlçe/belde sınırları içinde aralarında seçecekleri bir muhtarı Belediye Meclisinde ve Encümeninde bağımsız üye olarak temsil edilmesi, Ayrıca Büyükşehir Meclis ve Encümenlerinde de bir kırsal mahalle ve bir şehir mahalle muhtarı bağımsız üye olarak temsil edilmesi,

Gerekçesi:

Mahalle muhtarlarımız belediye meclis toplantılarına katılmakta, görüşlerini belirtmekte ancak oy halkı bulunmamaktadır. Günümüz demokrasi anlayışının bir ürünü olan halkın yönetime katılımı ancak muhtar eliyle sağlanabilir. Muhtar, halkın seçtiği temsilcidir. Yerel halkın dilek ve isteklerinin taşıyıcısı olan muhtarların Belediye Meclislerinde ve Encümeninde bağımsız üye sıfatıyla yer alması bir nevi halkın nispi de olsa temsilini sağlayacaktır. Köydes uygulamalarında olduğu gibi; Köydes birlik kanununda köylerin sorunlarının çözümünün gerçekleşmesi için kaymakamlık başkanlığında birliğin üyelerinin kendi aralarında seçtiği iki muhtar ve iki il genel meclisi üyesinin oluşturduğu birlik encümeni vasıtasıyla köylerin sorunları bir program dahilinde bu encümen toplantılarında çözüme kavuşturulması amaçlanmış ve gerekli başarı sağlanmıştır. Bu durum belediye Meclisinde ve encümeninde il/ilçe/belde sınırları içinde mahalle muhtarlarının kendi aralarında seçeceği bir üye ile temsilinin sağlanması, o seçim bölgesindeki mahallelerin tüm sorunlarının temsilci tarafından doğrudan dile getirilmesi sonucu doğuracaktır. Yine 6360 sayılı Büyükşehir yasası ile köyken mahalleye dönüştürülen kırsal mahallelerde muhtarların aralarında seçecekleri bir üye ile şehir muhtarlarının kendi aralarında seçtikleri bir üye Büyükşehir Meclislerinde ve Encümeninde görev yapabilme imkanı sağlanmalıdır.

5- Muhtarın mahalleyi ilgilendiren konuların görüşüldüğü ihtisas komisyonlarına katılması  ve oy hakkı tanınması, (Belediye Emlak Komisyonunda olduğu gibi)

Gerekçesi:

Muhtarlarımız bugün sadece emlak komisyonlarının üyesi olarak oy hakkına sahiptir. Oysa ki mahallenin ihtiyaçlarının karşılanmasında belediyelerin diğer ihtisas komisyonlarında muhtarlar mahallelerini ilgilendiren konularda söz hakkının ve oy hakkının bulunması halkın nispi temsilde olsa katılımını tesis edecektir. Katılımcılığın, verimliliğin, hesap verilebilirliğin öngörüldüğü katılımcı demokrasilerde yerinden yönetim ilkesine bu uygulamanın ters düşmeyeceği kanaatindeyiz.

6– Sosyal güvencesi olmayan, muhtar seçildikten sonra doğrudan Bağ-kur kapsamına dahil edilen muhtarlarımızın primlerinin sosyal güvenlik primlerinin içişleri bakanlığınca doğrudan yatırılması,

Gerekçesi:

Muhtarlarımızın Ülkemizde 50.249 muhtarımız bulunmaktadır. Muhtarlarımızın 3/2’si emeklidir.  Muhtarlarımız  son yapılan düzenleme ile 947 TL ödenek almaktadırlar. Yine Sosyal güvence altında bulunmayan muhtarlarımız seçildikleri gün BAĞ-KUR kapsamı içerisinde değerlendirilirler ve sosyal güvencelerini aldıkları ödenekten kendileri tarafından ödemektedirler. Bu durumun giderilmesi adına sosyal güvencesi olmayan muhtarların ödenekleri devlet tarafından ödenmesi gerekmektedir. Muhtarlar her ne kadar seçimle iş başına gelseler dahi kanunlarda devlet memuru olarak tanımlanırlar. Devlette çalışan sigortasız memur yoktur. Bu nedenle sosyal güvencesi olmayan muhtarlarımızın BAĞ-KUR primlerinin devlet tarafından ödenmesi muhtarların genel isteğidir.

7-2972 sayılı kanunun 31.maddesi değiştirilmesi ve muhtarlık seçimlerine adaylık usulü getirilmesi, öğrenim durumunun yükseltilmesi, müracaatların iyi hal kağıdı ile yapılması,(Bu değişikliğe yüksek seçim kurulu sıcak bakmaktadır)

Gerekçesi:

18/1/1984 tarihli ve 2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun’un 31 nci maddesinde değişiklik yapılması gerekmektedir. Muhtarların seçime girebilmesi için adaylık usulü bulunmamaktadır. Bu durum mahalli idareler seçimlerinde oy pusulalarının iptaline sebep vermektedir. Son yapılan yerel yönetim seçimlerinde de görülmüştür ki; belediye başkan ve belediye meclis oy zarflarından veya il genel meclisi zarflarından muhtar oy pusulaları çıkması sonucu oyların iptaline sebebiyet vermiştir. Bu karışıklığın ortadan kaldırılması  ancak muhtarların adaylık başvurusu yapması ile giderilmesi mümkün olabilir. Yani seçim kurullarına müracaatını yapan muhtarın o seçim bölgesinde birleşik oy pusulası düzenlenmesi ve pusulanın seçim kurulu tarafından seçmene verilerek oy karışıklığının engellenmesi mümkündür. Dolayısıyla cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kullanılan oy pusulası buna örnek gösterilebilir. Diğer taraftan muhtarların Yapacakları başvuruda iyi hal kağıdı almaları şart koşulmalıdır. Özellikle kanunda belirtilen hükümler gereği sabıkası bulunan muhtar adaylarına seçimlerden sonra yapılan itirazlar seçim kurullarını oldukça meşgul etmektedir. Ayrıca teknolojinin ve bilişimin bu kadar yaygın olduğu ve muhtar evraklarının dijital ortamda hazırlandığı bir durumda muhtarın sadece okur  yazar olması kabul edilebilir bir durum değildir. Muhtar seçilebilmek için en az ilköğretim mezuniyetinin şart getirilmesi gerekmektedir.

8-Muhtarın izin hakkının düzenlenmesi,

Gerekçesi:

Gerek köy gerekse mahalle kanununda muhtarlarımızın izin hakkını gösteren bir madde düzenlemesi yoktur. Muhtarlarımız Mülki idareni uygun gördüğü kadar izin hakkı kullanmaktadır. Bu durum farklılık gösterdiğinden kimi Mülki amirin  iki ay kimi Mülki amirin bir ay vs. sürelerle muhtarlara izin vermektedirler. Bu durumun  yasal bir düzenlemeye tabi tutulması gerekmektedir.

9- Mahalle muhtarına evlendirme yetkisi verilmesi.

Gerekçesi:

Mahalle Muhtarlarına köy muhtarlığında da olduğu gibi evlendirme yetkisi verilmelidir. Özellikle metropol şehirlerde metropol mahalleler oluşmuştur. Şehirlerde Belediyelerde olan evlendirme yetkisinin artık belediye yönetimlerince angarya olduğu varsayılmaktadır. Özellikle yaz aylarında artan evlilik oranları belediyelerde aşırı yığılmalara sebep olmaktadır. Mahalle muhtarlıklarına verilecek evlendirme yetkisinin bir görev paylaşımı yaratacağı kanaatindeyiz. Ancak bu mahalleler için düşünülmese bile mutlaka, 6360 Sayılı Büyükşehir  yasası ile köyken mahalleye dönüştürülen idari birimdeki vatandaşlarımızın evlenme hizmetlerinde uzaklık nedeniyle karşılaştıkları zorlukları önlemek amacıyla kırsal mahalle muhtarlarına evlenme yetkisi verilmelidir.

10- Muhtarların görev sonrası silah ruhsatlarından alınan harçların kaldırılması,

Gerekçesi:

Muhtarlarımız aynı zamanda seçilmiş kamu görevlileridir. Muhtarlarımız görevi süresince tanınmış silah taşıma hakkına sahiptirler ve bunun için devlete her hangi bir harç ödemezler. Ancak görev süreleri biten muhtarlarımız aynı hakkı devam ettirebilmeleri için normal vatandaşlar gibi harç ödemek zorundadırlar. Oysa ki bazı kamu görevlilerimiz emekli olduklarında hiçbir harç ödemeden aynı hakkı devam ettirmektedirler. Bizlerde en az iki dönem muhtarlık yapmış eski muhtarlarımızdan harç alınmamasını istemekteyiz. 

11- Ev aramalarındaki sorunun giderilmesi,

Gerekçesi:

Muhtarlarımız görevi gereği savcılığın emri üzerine ev aramalarında hazır bulunmaktadır. Bu ev aramalarında güvenlik güçlerimiz suçun şekline göre kendi güvenliğini kast, çelik yelek vs gibi  materyaller kullanırken, muhtarlarımızın kendilerini koruyacak materyali olmadığından can güvenliği sorunu ile karşılaşmaktadırlar. O nedenle ev aramalarında muhtarlarımıza da mutlaka bu materyallerin temin edilmesi şarttır.

12- 5490 sayılı Nüfus hizmetleri kanununda değişiklik yapılarak  Muhtarlar tarafından düzenlenecek bir belge ile adres kayıt işlemleri

Gerekçesi:

Muhtarlık işlemleri içinde Muhtarlığa en özgü olarak görülen ‘evrak üretme’’ işleri, 5490 sayılı kanunun(Nüfus Hizmetleri Kanunu) yürürlüğe girmesi, ADKS(Adrese Dayalı Kayıt Sistemi) doğrultusunda vatandaşlar mahallede ikamet ettiklerine dair kayıtları artık doğrudan ‘’vatandaşın beyanı esastır’’ ilkesiyle nüfus müdürlüklerine yapmaktadırlar. Yeni adrese kayırlarını bildirme süresi 20 gündür. Nüfus müdürlükleri kayıt işlemlerini gerçekleştirirken ikamet ettikleri adres bilgilerini kanıtlamak için elektrik, su, doğalgaz, telefon faturalarını müdürlüğe ibraz etmek zorundadır. Abonelik işlemlerini bir sebeple gerçekleştirememiş vatandaşların kayıtları işlemleri ibraz edecek henüz bir faturaları olmadıkları için yaptıramamaktadır. Bu da maalesef vatandaşlarımızın cezalı duruma düşmelerine sebep olmaktadır. Oysaki mahalleye taşınan vatandaş doğrudan muhtardan alacağı mahalleye taşındıklarına dair maktu bir belge ile rahatlıkla nüfus müdürlüklerine kayıtlarını yaptırabilmelidirler.

Vatandaşın mahallede ikamet ettiğini/etmediğini en iyi muhtar bilir. Ancak vatandaşlar muhtara gelmeden doğrudan nüfus müdürlüklerine gittikleri için muhtar o mahalleye taşınan kişiyi yine nüfus müdürlüklerinden kendilerine gelen form D belgesinde görürler. Aslında muhtara yollanan bu belge vatandaşın o mahallede oturup oturmadığın teyit belgesidir. Yani, o belgede bir ay içinde mahalleye taşınan kişiler mevcuttur ve muhtardan bunun kontrolünün yapılması istenir. Bu durum küçük mahalleler için basit gibi görünse de çeşitli zorluklara tabidir. Büyük nüfuslu mahallelerde ise durum içinden çıkılmaz bir tablo oluşturur. Bazen vatandaşlarımız gerçekte ikamet ettikleri adreslerden yanlış beyan veren vatandaşlarımız tarafından düşürüldüğü de görülmektedir. Dolayısıyla, nüfus hizmetleri yönetmeliğinin 48. Maddesinin son bölümüne ‘’muhtar’’ terimi eklenmesi kayıtların ilk elden alınacak bir belge ile nüfus müdürlükleri tarafından yapılması birçok sorunu ortadan kaldıracaktır.

13- Türkiye Muhtarlar Birliğinin kurulması,

Gerekçesi:

Muhtar örgütlenmesi, bugünkü koşullar çerçevesinde Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu ve bağlı federasyon ve dernek yapılanması ile yürütülmektedir. Bu kurumlara muhtarın isteği üzerine üyelik kayıtları tutulmaktadır.Bu sonuç muhtarlık teşkilatında dağınıklığa yol açmaktadır. Ayrıca üstlendiği misyon ve kuruluş amaçları daha çok muhtarların eğitimine katkı sağlamak olan konfederasyon yeterli maddi desteğe sahip değildir. Konfederasyon, imkanları ölçüsünde ve işbirliği desteli proje üretebilmektedir. Bu kurumun yapısı kanunla güçlendirilebilir. Yada  26/5/2005 tarihli ve 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Kanununun 3, 18 ve 20 inci maddesi de değişiklik yapılarak, Türkiye’deki köy ve mahalle muhtarlarının tek çatı altında toplanmasının sağlanması gerekmektedir. İl ve ilçelerde birliğin şubelerinin kurulması bütün sorun ve çözümlerin tek elden yapılması gelişime katkı sağlayacaktır. Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu dernekler kanununda belirtilen hükümler göre kurulmuş bir yapıdır. Türkiye Belediyeler Birliği gibi yasası Türkiye Büyük Millet Meclisinde kanunlaşmamıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisinde yasalaşan Türkiye Muhtarlar Birliğin kurulması muhtarlarımızın genel isteği içindedir. Son Düzenlenme Pazar, 20 Aralık 2015 22:50